Bu sene başında İstanbul’un her köşesini gezme ve deneyimlerimizi sizinle paylaşma planları yapmıştık. Malum sebeplerden dolayı planımızı hayata geçirmek için biraz geç kalsakta; nihayet her fırsatımızı, ya şehrin en güzel yerlerini keşfederek ya da doğası bozulmamış bir yerine kamp atarak değerlendirmeye başladık. Geçtiğimiz hafta sonu da Gelesun Kampland’daydık.
Ağva Merkez’e 4 kilometre, Kurfallı Plajı’na 1,5 kilometre uzaklıkta; isteyenlerin doğa, isteyenlerin rahatlıkla deniz tatili yapabilecekleri bir kamp alanı Gelesun Kampland. Biz bu gidişimizde sadece doğanın keyfini çıkarmak istedik ve çok güzel bir hafta sonu geçirdik.
Öncelikle bizi en şaşırtan ve en beğendiğimiz uygulamaları, içeriye arabaların alınmıyor oluşu. İçeride ses ve kargaşa olmasın diye düşünülmüş ama giderken, arabamızı park ettikten sonra malzemeleri taşımak zor olacak diye düşünerek gittik. Düşündüğümüz gibi olmadı. Önce size alanı gezdiriyorlar ve konumlanacağınız yeri seçiyorsunuz; daha sonra eşyalarınızı elektrikli araçlarla getiriyorlar. Giderken de aynı şekilde arabanıza taşıyorlar. Muhteşem bir hizmetti.
Önceki kampımızı bilenler bilir, gider gitmez yağmura yakalandığımız için hemen çadırı kurup, kahvaltımızı içinde yapmıştık. Bu sefer öyle bir durum olmadığından rahat rahat güzel bir kahvaltı yaptık ve öğlen oldu. Sıcakta uğraşmayalım diye çadır kurma işini akşamüstüne bıraktık. Kendimize bir gölge bulup bol sohbet eşliğinde çay-kahve keyfi yaptık.
Kamp alanında kadın ve erkekler için ikişer tane tuvalet ve birer tane de duş bulunuyor. Duşta sıcak su mevcut. Ortak kullanım için buzdolabı ve bulaşıklar için de iki lavabolu bir mutfağı var. Temel ihtiyaçlar konusunda hiç sıkıntı çekmedik. Ortam güvenliydi, hatta çadırlarını kurup denize giden komşularımız bile vardı. Bir eksiğiniz ya da ihtiyacınız olduğunda ellerinden geldiği şekilde yardımcı oluyorlar. Zaten böyle yerlerde keyif almadan çalışamazsınız. Kurucusu Yavuz Bey’de sizinle birlikte orda hafta sonu tatili yapıyormuşçasına keyif alan çok neşeli bir beyefendi. Biz kendisini çok sevdik.
Akşamüstü çadırımızı kurup tamamen yerleştik ve akşam yemeğimizi hazırladık. Alanda yere ateş yakmak yasak ama dilerseniz çuvalla satılan odunlardan ve küçük bir varil alıp kamp ateşinizi de yakabilirsiniz. Zaten hava kararınca biraz serin oldu o yüzden biz ateş yaktık.
Lavaboya gidip gelirken ya da bir şeyler yer içerken tamamen karanlık olmaması için ortam biraz aydınlatılmış ama oranı abartılmamış; tam kararındaydı. Hatta biz ışıklandırmalarını çok sevdik, bize önceki tatillerimizi, güzel anılarımızı hatırlattı. Kamp alanında kendi çadırınızın dışında kalabileceğiniz; iki yatağı ve mini buzdolabı bulunan bungalov tipinde hazır çadırlar da var. Çadırı olmayanlar da bu seçeneği değerlendirebilir. Hafta sonu olmasına rağmen çok kalabalık değildi. Hiçbir ortak alanı kullanmak için sıra beklemedik. Bu yönüyle de bizden tam not aldı.
Biz bu hafta sonumuzu Gelesun Kampland’da çok mutlu geçirdik. Eğer İstanbul’a yakın doğa ile iç içe bir yer arıyorsanız; hem sıcak bir ortamı olsun hem de fiyatları uçuk olmasın diyorsanız, kesinlikle tavsiye ederiz. Bizimle yakından ilgilenen Yavuz Bey’e de buradan çok teşekkür ediyoruz. Yeniden görüşmek üzere…