Ankara’da gezmek için bir gününüz var ve birbirine yakın olan gezilecek yerlerin rotasını oluşturmak mı istiyorsunuz? O zaman yazımıza bir göz atın deriz.
Tarih ve maneviyat yönüyle önemli bir yere sahip olan Hacı Bayram-ı Veli Camii’nden başlayabilirsiniz. 1427 yılında inşaa edilen caminin içindeki muhteşem ayrıntılara mutlaka bir göz atmalısınız. Restore edilmiş eski Ankara evlerini gördükten sonra kaleye doğru uzun bir yolculuk sizi bekliyor. Araçla çıkmak isteyenlerin de belli bir bölgeye kadar gidebildikleri dik bir yokuşu sabredip yürüyebilirseniz eğer; kalenin içi görülmeye değer. İçeride küçük dükkanlarda hediyelik eşyalar, takılar, tespihler satılıyor ve kalenin her köşesinden düğün varmışçasına bir müzik sesi geliyor. Kalenin en eski tarihi bilinmiyor.
Kaleden sonra çok yakında bulunan Rahmi M. Koç ve Anadolu Medeniyetleri Müzelerini gezebilirsiniz. Rahmi M. Koç Müzesi, Başkent’in sanayi temalı ilk ve tek müzesi olma özelliğini taşıyor. Anadolu Medeniyetleri müzesi ise, Paleotik Çağ’dan günümüze kadar geçen uzun süreçte Anadolu’da hakimiyet kuran medeniyetler ve kentin gelişimi hakkında bilgiler veriyor.
Kale ve müze gezilerinden sonra biraz dinlenip bir kahve keyfi yapmak isteyenler için Kale kahvecileri doğru durak. Burda kahvenin yanında bir şerbet ikram eden ve şerbetin adına da Ayşegül Şerbeti diyen bir kahveci var. Ayşegül Şerbeti’ne kızlarının adını vermişler ve tadını da 6 ay boyunca farklı karışımlar deneyerek elde etmişler. İstedikleri tada ulaştıklarında bu şerbetin patentini almışlar ve ünleri yurt dışına kadar yayılmış.
Butik dükkanların olduğu bir yoldan yaklaşık 15 dakika yürüyerek Hamamönü’ne ulaşabilirsiniz.
Burada Sanat Sokağı’nı gezebilir, Mehmet Akif Ersoy’un Kurtuluş Savaşı sırasında yaşadığı ve İstiklal Marşımızı da yazdığı evi ziyaret edebilirsiniz.
Hamamönü’den dolmuş ya da taksi kullanarak Etnografya Müzesi’ne gidebilirsiniz. Ankara diyince akla gelen yapılardan biri Etnografya müzesi. Anıtkabir inşaa edilene kadar Atamızın naaşının bekletildiği yer olmasının yanı sıra Selçuklu’dan başlayarak Anadolu Türk kültürünün yüzyıllar içindeki gelişimini anlamak için gidilebilecek en doğru adres.
Buradan da yine taksi ya da dolmuş kullanarak Ulus’a gelebilirsiniz. Ulus’un önemi TBMM binalarının burada olması. 1. TBMM binası yani Kurtuluş Savaşı Müzesi; savaş sırasında yaşananlara ışık tutuyor ve Cumhuriyet’in ilk yıllarına ait bilgiler veriyor. Yaklaşık 200 metre uzaklıkta olan 2. TBMM binası yani Cumhuriyet Müzesi ise Cumhuriyet’in ilk üç Cumhurbaşkanı dönemine ait kaynaklara ev sahipliği yapıyor.
Ve en önemlisi Anıtkabir… Akşam olduğu zaman karanlık gökyüzüne doğru uzanan parlak sütunların ihtişamı göz kamaştırıyor. Atamızı ziyaret ediyor olmanın verdiği güzel duyguların yanı sıra Anıtkabir bünyesinde tarihi bir zenginlik barındırıyor. Ulu Önder Atatürk’ün şanına yaraşır bir şekilde inşaa edilmeye çalışılan anıt mezar; aynı zamanda mimari bakımdan ülkemizin en görkemli projelerinden bir tanesi. Girişindeki Aslanlı Yol’dan itibaren Anadolu halkının kahramanlığına adanan kısımları insanı derinden etkiliyor.
Biz Ankara gezimiz esnasında, bir günde hepsini gezdik. Özellikle birbirine çok uzak olmayan yerleri seçmiştik ve zamanımızı dolu dolu geçirdik. Eğer Ankara’ya gidecekseniz ve zaman sıkıntınız varsa oluşturduğumuz rotayı izlemenizi tavsiye ederiz… Sonraki rotalarda görüşmek üzere!