Tüm dünyayı ve ülkemizi etkisi altına alan Corona Virüs; gün geçtikçe tehlikeli bir hal almaya başladı. Çoğu ülke, durumun ciddiyetinin farkına çok sonra vardı ve virüs bizim ülkemize geç geldiği için bir çok örneğini önceden görme şansımız oldu. Bundan dolayı diğer ülkelere bakarak daha sıkı önlem almalı ve bu durumun ciddiyetinin farkına varmalıydık. Ama son on gündür tüm yetkililerin “Mecbur kalmadıkça dışarı çıkmayın!” çağrılarına herkes uymadı. Özellikle de sosyal izolasyon mesafesini korumadan alışveriş merkezlerine, sahillere gidenler; piknik yapanlar bizi çok şaşırttı. Aslında bu önlemler tamamen bizim içindi. Bizim sağlığımız; özellikle de yaşlılarımızın ve kronik hastalığı olan sevdiklerimizin sağlığı içindi. Yaşlılara sokağa çıkma yasağı geldi ama biz gençlerin eve virüsü getirme ihtimali çok yüksek. Bu yüzden, bu konuda bir şeyler yazmadan içimiz rahat etmedi. Korku ve panik yaratmadan; sadece evimizde biraz fazla uzun zaman geçirmek, mecbur olmadan ya da kişisel ihtiyaçlarımızı karşılamak dışında evden çıkmamak, kendimizi izole etmek, temizliğimize dikkat etmek çok zor değil…
Biz, çok uzun bir sınav hazırlık sürecinden geçtik. Bloğumuzu yeni kurmuş ve bu süreci tamamlamıştık. Artık İstanbul’u karış karış gezmeye başlayacaktık ve baharın gelmesiyle de İstanbul çevresinde kamp atacaktık. Ama bu hayallerimizi bir süre ertelemek durumunda kaldık. Türkiye’de ilk vakanın görülmesinin ardından, dışarı gezmek için çıkmadık; evde zaman geçirmeye başladık. Ve mutsuz değiliz. Sıkılmıyoruz; çünkü evde de yapılacak bir sürü şey buluyoruz. Neler mi yapıyoruz? Anlatalım.
Öncelikle, yaşı büyük yakınlarımızla telefonda sık sık görüşüp, onların yanında olduğumuzu hissettirmeye çalışıyoruz ancak özellikle onlara zarar vermemek için yüz yüze görüşmüyoruz. En güzel eğlence kaynağımız Mira. Zaman onunla oynayarak, onun sevgisiyle çok daha anlamlı geçiyor bizim için. Bizimle saklambaç ve top oynamak, Mira’nın en sevdikleri arasında. Evimizde çok sayıda bitki var. Onların bakımlarını yapıyoruz, bazılarının yerlerini değiştirip yeni ev dizaynı yapıyoruz. Ufacık değişiklikler bile enerjimizi yükseltiyor. Düzenlemek istediğimiz ve hep ertelediğimiz yerlerin de düzenlemelerini yaptık. Birlikte yemek yapıyoruz; normal hayatımızda mutfakta birlikte zaman geçiremezken, evde kalmak bize bu fırsatı verdi. Bloğu kurmadan önce gezdiğimiz yerleri anlattığımız yazılar yazıyoruz, bunu zaten yapmak istiyorduk ve daha rahat zaman bulabiliyoruz. Bol bol kitap okuyoruz; kitaplıkta okunmayı bekleyen kitaplarımızı bitirme kararı aldık ve uyguluyoruz. Netflix’te listemize eklediğimiz dizi ve filmleri de daha hızlı izlediğimiz için farklı içerikler ile tanışma fırsatımız oldu. Öğlenleri kahve keyfi yapıp sohbet ediyoruz. Hava almak istediğimizde balkonumuzun keyfini çıkarıyoruz. Tüm bunları yaparken gündemi çok yakından takip ediyoruz, enerjimizi düşürmemeye çalışıyoruz ama yaşadığımız en büyük sıkıntı kaybettiğimiz canlara üzülmek oluyor. Daha fazla canımız gitmesin diye, daha fazla üzülmeyelim diye, gelin siz de evde neler yapabileceğinize bir bakın. İnanın bize; evde hayat var!