Hayatımızı Bir Kedi ile Paylaşmanın Olumlu ve Olumsuz Yönleri

Nasıl anlatılır bilmiyorum. Bir insan yavrusu değil ama çocuğunuz gibi… Hızlı büyüyen ama asla büyümeyecek olan bir çocuk. Mutsuz olmasını, hastalanmasını istemiyorsunuz. Üzülmesin o mır mır gezinsin evde, sevdirmesin kendini ama az ötemizde yatıp baksın bize bal gözleriyle…

Çünkü böyle bir durum var. Mira istemediği sürece kendini sevdirmiyor. Siz sevmek mi istiyorsunuz? Olmaz… önce Mira istemeli. Kediler gerçekten çok değişik ve anlaşılmaz canlılar. Biz de kedi konusunda gayet tecrübesiz olunca Mira ile yaşadığımız ilk günler komedi filmini aratmadı. Mesela evi yabancıladığı için nerde kuytu köşe var oralara saklanıp kendini güvende hissetmek istiyordu. İstiyordu da küçücük odada onu bulamayınca endişe ile karışık bir sinir krizi geçiriyorduk. Ama sonra 2-3 gün içinde alıştı. Bu sefer de yanımızdan ayrılmaz oldu. Muhakkak kendini bize yaslayıp uyuma ihtiyacı hissediyor hatta tüylü bir kardeş aradığı için saçlarımızda uyumak istiyordu. Gündüz sürekli bir şekilde buna izin veriyor, yatak odasında uyumasına müsaade ediyorduk ama geceleri odanın dışında bırakıyorduk. Bırakamazmışız. 1 hafta sonra kapının önüne gelip miyavlamaya başladı. Gece hiç susmadı. Meğer biz onu, öyle odaya gündüz al gece alma yapamazmışız ya almalı ya da almamalıymışız. Neyse ki daha bebekti de kısa bir sürede gelmemeye alıştı. Şimdi kendi yerinde uyuyor…

Çok akıllı, çabuk öğrenen bir kediniz varsa şanslısınız demektir. Mesela Mira’yı alıştırınca yatak odasına girmediği gibi mutfağa da hiç girmedi. Halıyı tırmalamak istediğinde, tırmalama tahtasına götürüp patilerini sürttük hatta biz de bazen tırmalamayı gösterdik parmaklarımızla. Alıştı, bu yüzden halılar da kötü bir muameleye maruz kalmadı. Yani Mira ile yaşamanın en olumlu yanı akıllı ve öğrenen bir kedi olması ama en olumsuz yanı da kedi inadı. İstemediği zaman sevemez, istemediği zaman sarılıp uyuyamaz, istemediği zaman yanında bile oturamazsınız. Ama isterse bacaklarımıza dolanıp kendini öyle bir sevdirmesi var ki… bu duyguya da paha biçilemez.

Kediler insanlardaki olumsuz enerjiyi, negatif düşünceleri hisseder; hatta azaltır denilirdi. Bunun doğruluğunu pek bilmezdik ama moralimiz bozuksa Mira’nın gelip gözlerinizin içine bakması hatta bi de biraz şirinlik yapması… doğruymuş yani, negatif enerji falan kalmıyor üzerinizde.

Çok uzun tüylü bir kedi olduğu için malt vermemize rağmen bazen kusuyor. Ama o kadar rahatsız oluyor ki orayı kapatmak istiyor hemen, imkanı olmuyor. Bebekken biraz da tuvalet konusunda sorun yaşamıştık. Tüyünün ucuna kakasını bulaştırıyordu ya da kapatmak isterken patisine. Ama hem büyüdükçe kakasının yumuşaklığı azaldı hem de arka tüylerini kısaltarak bu sorunu çözdük. Yine tüy dökme zamanında biraz rahatsız olduk ama her gün tarayarak çözmeye çalıştık. Ve maddi olarak hastalanmadıkça stabil olsa da ona ayırdığınız bir bütçeniz oluyor mutlaka. Ama bu saydığım olumsuzlukların hiç birinin sorumlusu Mira değil. Biz onunla yaşamaya karar verdiğimizde hepsini göze aldık ve her sorunda bir çözüm üreterek; hepsini hallederek bu günlere geldik.

Yani aslında bir kedi ile yaşamanın hiçbir olumsuz yanı yok. Nasıl ki biz onu ailemizden biri olarak görüyorsak o da bizi öyle görüyor. Birimizden birimiz yanında olmadığında yadırgıyor, miyavlıyor. Bazen kendini temizlerken bizim de saçlarımızı, kaşlarımızı yalayıp temizliyormuş gibi hissetmek istiyor. Canı sıkılınca oyun oynamak için bilerek yaramazlık yapıp sonra da evde koşturuyor. Bizim onu karşılıksız sevdiğimiz gibi o da bizi tamamen karşılıksız seviyor. O yokken varlığının nasıl bir duygu olacağını tahmin edemezdik ama şimdi onun yokluğunu düşünmek bile istemiyoruz. Bu saydıklarımız sadece kedi için değil hayatını bir canlı ile paylaşan herkes için böyledir eminiz. İyi ki varlar…