Yazılarımızı okuyanlar ve Instagram’da bizi takip edenler bilirler; haylaz mı haylaz bir kedimiz var ve hayatındaki 2. ayını tamamladığından beri bizimle yaşıyor. Sizinle gezilerimizin yanı sıra deneyimlerimizi de paylaşmak istediğimizi sıkça belirtiyoruz ve Mira ile yaşamak bizim için çok farklı bir deneyim. Onunla birçok şey öğrendik. Şimdi de Mira’yı kısırlaştırdık ve neden kısırlaştırdığımızı, bu kararı nasıl verdiğimizi, kısırlaştırırken neler yaşadığımızı anlatmak istiyoruz.
Öncelikle, artık YouTube’a da içerik üretmeye başladık ve kısırlaştırma operasyonu ile ilgili aşamalarımızı çekerek konu ile ilgilenen herkese yardımcı olması açısından bir video paylaştık. Aşağıdan ulaşabilirsiniz.
Mira’yı sahiplenirken bu günün eninde sonunda geleceğini biliyorduk ama baştaki düşüncemiz “bir kez anne olsun” yönündeydi. 5-6 aylıkken veterinere rutin kontroller için gittiğimizde bize fikrimizi sordu ve “çiftleştirecekseniz en azından 1 yaşını doldurmalı” dedi. Doğum esnasında insanlarda olduğu kadar, olumsuz sonuçlar yaratabilecek komplikasyonlar gelişebiliyormuş ve bünyesinin de biraz sağlam olması gerekiyormuş. Biz 1 yaşına gelmesini beklerken, pandeminin de etkisiyle erkek kedi bulmanın zor olduğunu fark ettik. Kedilerde de AIDS hastalığı olabiliyormuş ve erkek kedileri genelde çok sayıda dişi ile çiftleştirdikleri için bulaşıcılık oranı fazlaymış. Yakın çevremizde kimsede erkek kedi olmadığından yabancı birilerini araştırmamız ve bulduğumuzda da Mira’yı o kedinin yaşadığı eve göndermemiz gerekecekti. Zaten Mira çok çekingen bir kedi; bu onda psikolojik sorunlara yol açabilirdi.
Kedilerdeki çiftleşme isteği tamamen iç güdüsel ve neslini devam ettirmeye yönelikmiş yani bir kedide “benim de çocuklarım olsun, anne olayım” düşüncesi yokmuş. Bu tamamen insanların duygusal bakış açısıyla alakalı bir durum. Eğer bebekler olsaydı, evde birden fazla kedi istemediğimizden ve kedileri satmayacağımızdan sahiplendirmek için aile arayışına girecektik. Birilerini bulmak, güvenmek ve 2-3 ay yanımızda yaşayan bebekleri başkasına vermek bize daha zor gelirdi. Evimizin de bebek kedilerin tuvalet eğimi başta olmak üzere büyüme aşaması için uygun olmayacağını düşündüğümüzden Mira’yı kısırlaştırmaya karar verdik ve bu kararın doğruluğuna inanıyoruz. Bir kez anne olsa bile yine kısırlaştırılması gerekecekti, böylesi en iyisi oldu.
Kısırlaştırma operasyonu yapıldığında Mira 15 aylıktı. O zamana kadar girdiği çiftleşme dönemlerinde bizi rahatsız edecek hiçbir şey olmadı. Koku bırakmak için farklı bir yere çiş yapmadı ya da rahatsız edici şekilde bağırmadı ama kendisinin her seferinde daha şiddetli rahatsızlık yaşadığını ve o dönemlerde mutsuz olduğunu anlayabiliyorduk. Aslında çiftleşme dönemine girmeden bile bu operasyonu yaptırabilirsiniz ama biz yaşını doldurduğunda kesin karar vereceğimizden bekledik. Zamanı geldiğinde ona kıyamayacağımızı bilmiyorduk ve o büyük gün geldi çattı.
Sabah 9:30’da olan randevumuz için gece 00:00’dan sonra Mira’ya mama ya da su vermedik ve randevu saatimizde götürüp veterinere bıraktık. Akşam 18:00’de de almaya gittik. Gittiğimizde uyanmıştı ama henüz kendine gelememişti. Anestezinin etkisi de gece 00:00’a kadar devam etti. Karın bölgesindeki tüyler tıraşlanıyor, operasyondan sonra da dikiş atılıyor. O bölgeyi temizleme iç güdüsüyle yalamasın diye engellemek adına da yakalık takılıyor. İşte Mira onu hiç sevmedi. İlk eve geldiğinde kusmasın diye -ki midesinde kalan ne varsa bir kez kustu, mama vermedik ama inanılmaz mutsuzdu. Tabi ağrısı da vardır mutlaka ama kedilerin ağrı eşiği çok yüksek olduğundan dayanamayacağı bir ağrı belirtisi olmadı. İkinci gün de önüne koyduğum mamayı yemedi. Bir kaç denemeden sonra veterinerine danışıp yakalığı çıkarınca yemek yemeye başladı. Yakalıktan dolayı psikolojisi bozulmuş, yarasını temizlemesine izin vermeden bir süre öyle kalmasına müsaade ettik, rahat bir uyku çekti ve sonra tekrar taktık. Böylece yavaş yavaş kendi haline gelmeye başladı…
İlk bir kaç gün atlayıp zıplamasını engellemek gerekiyor, dikişler açılmasın diye. Zaten oyun oynamaya çok enerjisi olmuyor ama sevdiği koltukta yatmak istediği için Mira’yı biz kucağımıza alarak koltuğa çıkardık ya da yere indirdik. Bir kediyi anlıyor olmamız bizi hem şaşırtıyor hem de çok güzel bir duygu. O ailemizin bir parçası ve biz zamanla birbirimizi anlamayı öğrendik, emek verdik…
Operasyondan sonra kedinizin mamasını değiştirip, kısırlaştırılmış kedi maması almanız gerekiyor. Biz ProPlan yediriyorduk, şimdi aynı markanın kısırlaştırılmış olanına geçtik. İlk gün kuru mama yiyince biraz keyfi yerine gelsin diye yaş mama da verdik. Bir kaç gün sonra da yeni mamaya geçtik. Değişik bir mama diye yadırgamadı ama yeni mama ishal yapmasın diye eski ve yeniyi karıştırarak verilmesi öneriliyor. 10 günümüz böyle; iyi beslendi mi, tuvalete gidebildi mi, rahat mı diye diye geçti. 10 gün sonunda dikişleri alındı ve durumu çok iyiydi. 12. gün yakalığı çıkardık. Her an kafasını sevdirmek için günlerce peşimizde dolaşan Mira, yakalığını çıkardıktan sonra bir daha yüzümüze bakmadı. Çünkü kaşınamadığı için bizi resmen kullanmış 🙂 rahat rahat temizlendi, yalandı, hopladı, zıpladı… Yakalık çıktı diye çok mutlu oldu. Şimdi çok sağlıklı, bunu da hep birlikte atlattık…