Saklıkent Kanyonu

Fethiye ve Kaş ilçelerinin sınırında bulunan Saklıkent, buz gibi suyu ile kocaman yüksek kayaların arasında kalan gerçekten saklı bir cennet. Birçok tarihi mekana yakın olmasına rağmen 1990 yılında Ekrem Uçar adında bir çoban tarafından keşfedilen kanyon, TRT’nin tanıtımı ile birlikte turizme kazandırılmış. Keşfi yakın tarihte olsa da araştırmalar sonucunda burada yaşayan insanlara ait, 3000 yıl öncesinin kalıntıları ve 16 tane mağara bulunmuş.

Su çok soğuk ve şiddetli aktığı için derinliği yüksek olan yerlerde içine girilemiyor. Bu yüzden giriş ve geçiş için kanyonun dik yamaçlarına demir çubuklarla asılmış 200 metrelik tahta bir köprü kullanılıyor. Köprünün sonrasında da su oldukça soğuk ama ileri gitmek istiyorsanız, derin olmayan bu yerde mecburen suya giriyorsunuz.

Kanyonu çevreleyen kayaların yüksekliği 200 ile 600 metre arasında değişiyor. Güneş ışınlarını kesecek kadar yüksek olduğu için de klimalı bir yere girmiş kadar serin… Bu yüzden yaz sıcaklarının vazgeçilmez durağı olmaya devam edecek gibi görünüyor. Çünkü içeride farklı etkinlikler yapmakta mümkün. Mesela bu serinlikte küçük bir piknik yapmak isterseniz; yapabilirsiniz. Bana bu kadar güzel bir yer de sadece trekking yetmez derseniz rafting ve zippline gibi seçenekleri de değerlendirebilirsiniz. İlerilere gittikçe karşılaşacağınız killi toprağın cilt hastalıklarına şifa olduğuna inanıldığı için çamur banyosu yapanları görebilir hatta siz de yapmak isteyebilirsiniz. Yanınızda deniz ayakkabısı ve yedek kıyafet bulundurmanızı öneririz ama girişte temel ihtiyaçlarınızı karşılayabileceğiniz ya da hediyelik eşya alabileceğiniz mekanlar da mevcut. Son olarak dünyanın en derin kanyonları arasında yer alan Saklıkent’e giriş, 9 ₺ ve öğrenciler yarısını ödüyor.

Kanyon çıkışında yemek yemek isterseniz su kenarında bulunan tesisleri önerebiliriz. Yer minderleri ve salıncaklar ile çok güzel bir konsept oluşturmuşlar. Biz de bir tanesinde öğlen yemeği molası verdik, fiyatlar da gayet makuldu. Yemekten sonra da rahat mı rahat olan salıncaklarında günün yorgunluğunu attık…